• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/masgadorg
  • https://twitter.com/2023istanbul
Üyelik Girişi
15 Temmuz Demokrasi Marşı
Reklam

Beşiktaş’ın yol haritası Napoli maçları olmalı

SABAH Spor yazarları, SERBEST KÜRSÜ’de Beşiktaş’ın kurasını ve son gelişmeleri değerlendirdi

SABAH Spor yazarları, SERBEST KÜRSÜ’de ’ın kurasını ve son gelişmeleri değerlendirdi

MURAT ÖZBOSTAN: Beşiktaş'a Şampiyonlar Ligi'nde, Bayern Münih çıktı. Siyah-beyazlıların şansını nasıl görüyorsunuz? Yeni tarihler yazılır mı?
LEVENT TÜZEMEN:  ve öğrencileri adına 3 yıllık Avrupa serüveninin en ciddi maçı olacak. Ben Bayern eşleşmesine  adına 'test maçı' diyorum. Kağıt üzerinde Bayern, ağır favori görünüyor. Çünkü 1970'li yıllardan itibaren Alman unun ekolünü ve oyun anlayışını  belirliyor. Beşiktaşlı oyuncular, Devler Ligi'nde kendilerinin başını ağrıtacak maçlar oynamadı. Bir dönem 'ın M.United'ı elediğini düşünürsek, doğru planlama ve özellikle geçen sezon  grubundaki Napoli maçlarında sergilenen oyun formatı, Beşiktaş adına turu geçmek için yol haritası olabilir. Bayern, Barcelona, M.United ve Real Madrid gibi kulüplerin ciddi lobileri var. Beşiktaş özellikle atanacak hakemlerle haklarını çiğnetmeyecek önlemleri almalıdır. Ayrıca başkan Orman, Alman seyircilerin kombinelerini elinden alacak Türkler için 'sorumluluğunu biz üstlenmeyiz' uyarısını ve baskısını UEFA'ya yapmalı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Bu turda kolay rakip zaten yoktu. Kağıt üstünde daha zayıf gördüklerimiz olabilir ama Bayern eşleşmesinden farkı olmayacaktı.
Şenol hocaya istediği gibi oynayan bir takım çıktı da diyebiliriz. Çok etkili hücum eden, ama defansif olarak da pozisyon verebilen bir takım Bayern. Elbette eşleşmenin favorisidir ama Beşiktaş'ın kendine has tuzakları var. Eğer eleyebileceklerine inanırlarsa, çetin ceviz ne demekmiş gösterirler herkese…
TATLI BİR RÜYADALAR SANKİ
ÖZBOSTAN: Beşiktaş, Kayseri'de takıldı. Şenol Güneş, "11'e 10 eksik oynadık. 11 kişi iken daha iyi mücadele ediyoruz" diyerek bir anlamda futbolcularına sitem etti. Beşiktaş bir maç tavan, bir maç dip yapıyor. Bu nasıl bir ruh halidir?
BİLGİÇ: Beşiktaş'ın performansını, Şampiyonlar Ligi maçlarına bakıp değerlendiriyoruz ve keskin bir düşüşte hemfikiriz. Ancak rakiplerin de hakkını vermemiz lazım. Çok iyi mücadele eden, yüksek konsantrasyon ile defans yapan takımlarla oynadılar ve her türlü zorluğu yaşadılar. İşin garibi; hem Şenol hocanın hem de oyuncuların bundan şikayetçi olmaları. Onları bu görevlere, bu problemleri çözsünler diye getirmediler mi? Ne bekliyorlar, dokunulmazlık mı? Quaresma 14 deplasman maçında ne asist yapmış, ne gol atmış. Öncelikleri, bireysel performans dalgalanmaları olmalıyken, rakibin taktiğini beğenmiyorlar. Yine de puan kaybettiği maçların tamamında üstündü Beşiktaş. Fakat gerçek şu ki, akılları o sahada değil. Tatlı bir rüyadalar, kuradaki rakibi hayal edip, o atmosferin hülyasındalar. Bu kibirden kurtulmaları gerekiyor.
TÜZEMEN: Beşiktaş'ın en büyük zaafı kapanan takımların kilidini açamaması. Geçen haftaki derbi öncesi 'a "Beşiktaş'a karşı, Akhisar ve Malatya'nın oynadığı oyun şeklini örnek almalısın" demiştim. Kayseri de kompakt futbol anlayışıyla Beşiktaş'a geniş alan vermedi ve kontrataklarla da tehlikeli oldu. Şenol hoca, kaybedilen puanlarla ilgili oyuncularına sitem etti. Ama kapanan takımların kilitlerini çözecek oyun formatını kendisi bulacak, oyuncu değil. Ayrıca ben oyuncu dinlendirmelerine çok sıcak bakmıyorum. Bazen bu tür dinlenmeler, oyuncuların performansında ters tepki yaratıyor. Örnek mi? Leipzig maçına götürülmeyen Babel, Quaresma, Pepe ve Atiba dörtlüsü, Kayseri'de alıştığımız etkili performanslarını gösteremedi.

TUDOR'A ÜST AKIL ŞART
ÖZBOSTAN: Galatasaray, zor da olsa kazandı. Bir kısım taraftar grubuyla yönetim ve Tudor arasındaki gerilim devam ediyor. Son maçta başkanın locasına saldırı da oldu. Taraftar ile yönetim arasındaki gerilim Galatasaray'ı nereye götürür? 
TÜZEMEN: Galatasaray Başkanı'na tribünlerden yapılan saldırıları kınıyorum. Dursun Özbek, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz Galatasaray'ı ekonomik açıdan düzlüğe çıkarmak için ciddi emek sarf ediyor. Hatta sıkışan ödemeler konusunda cebinden kasa kolaylığı yaptığını da biliyorum. Seçilmiş bir başkanı tribünler beğenmeyebilir ama eleştirinin de bir adabı vardır. Bozuk para, bardak atarak ya da ağza alınmayacak sözlerle hakaret etmeye çalışmak çok çirkin bir davranış. Ayrıca G.Saray'da taraftardan sorumlu yönetici Alper Narman'ın, tribünlere yönelik ağza alınmayacak söylemlerde bulunması yakışıksızdır. Sonuçta ben de Tudor'un teknik direktörlüğünü beğenmiyorum ve futbol bilgisinin yeterli olmadığını düşünüyorum. Galatasaray da yeni kurulan bir takım olarak hala ligin zirvesinde lider olarak oturuyor. Yönetim, hocanın yan veya üst akıllarını geliştirecek hamleler yapmalı. Çünkü Galatasaray coşkulu ve iyi mücadele ediyor ama sisteme dayalı iyi bir oyun oynamıyor. Taraftar, kazanırken mutlu olsa dahi Tudor'un yetersizliği nedeniyle bir sonraki maça 'benim takımım gelecek maçı kazanır' rahatlığıyla bakamıyor. Yönetime önerim, Riekerink gibi Tudor'u da haftada bir gün medyayla buluşturmalı. Burada kurulacak diyaloglar Tudor'un da değişimine yardımcı olabilir. Yönetim, Tudor'un rakip kulübelerle kavga etmesini de engellemelidir. Çünkü yıpranan Galatasaray oluyor. Yönetim ayrıca Belhanda ve Feghouli gibi yıldızlardan daha fazla sorumluluk almalarını istemeli.
BİLGİÇ: Maç öncesinde tribünlerin dolduğunu görünce "Helal olsun" dedim, "Bir taraftar takımına olan inancını ancak böyle gösterebilir." Çünkü derbiden üç yiyerek dönen takımlarının arkasında duruyorlardı. Ama devre 2-0 bitip, "Yönetim istifa" tezahüratları başlayınca, bandı başa sarmak zorunda kaldım. Oradakiler aslında tabelayı destekliyordu. Tudor da zaten, "Tepkileri normal karşılamak gerekiyor, bu bizim işimizin gereği" açıklamasını yaptı. Beş dakikada iki golün gelmesi, takımın rüzgarına tribünlerin de katılmasıyla zor maç, güven veren bir galibiyete dönüştü. Ancak maç içindeki dönüşler, her şeyin iyi başlaması, sonra kötü olması ve sonucun iyi bitmesiyle, karışık duygular yaşandı. Sonuç şudur; sahadaki takımın nasıl oynadığı değil, kazanıp-kazanmadığı önemli. "Böyle oynasınlar, yenilsinler" diye kim söylerse, samimi bulmam. Taraftar beklentisine doğru bir iletişim kurmadığı sürece bu inişçıkışlı yaklaşım sürecektir.
BAŞKAN YILDIRIM'IN HAKKINI VERMELİYİZ
ÖZBOSTAN: Fenerbahçe bir şokla kendine geldi. Aykut Kocaman'ın istifa süreci sonrası arka arkaya maçlar kazanıldı. Bu başarı Kocaman'ın mı, yoksa Aziz Yıldırım'ın takım üzerinde yaptığı etki mi?
BİLGİÇ: Öncelikle teknik adamının arkasında duran 'ın hakkını vermek gerekir. Onun kararlı duruşu, oyuncuların da haddini ve yerini bilmesini sağladı. Kocaman'ın hareket alanı genişledi, oynamak isteyene seçme şansı tanınmadı ve "başka takım" ortaya çıktı. "Fizik gücümle, mücadele ile oynayacağım ve kazanacağım" diyen Kocaman, Obradovic'in basketbol takımında gerçekleştirdiği düzeni, futbola da getirdi. Sezon başı seçimlerinde eleştirilen ne varsa, değişim ile birlikte en doğru haline geldi. Valbuena'nın öne çıktığı performans takımı olmaktan uzaklaşıp, bir sistem ekibi haline geldiler. Santrforsuz bile oynayıp, kazandılar. Bundan sonraki maçlarda ne olacağını bilemeyiz ama F.Bahçe'nin nasıl oynayacağını ve mücadele edeceğini artık biliyoruz.
TÜZEMEN: Başkan Aziz Yıldırım Samandıra'ya yaptığı ziyaretten itibaren 'de müthiş bir değişim yaşanıyor. Futbolcular yönetimin, Aykut hocanın arkasında olduğunu gördü ve onlar da işlerine sarıldı. Ayrıca Aykut hocanın Fenerbahçe'yi Valbuena'nın merkezinden çıkarıp takım oyunu içerisinde sorumluluğu Giuliano'ya vermesi sahaya pozitif olarak yansıdı. Josef de Souza da vatandaşı Giuliano'ya müthiş bir destek verircesine hatasız ve verimli oynamaya başladı. Yani Fenerbahçe'de oyun lideri artık Giuliano. Bu değişim Fenerbahçe'ye seri galibiyetler getirdi.
BİR PLANIN VARSA BAŞARI GELİR
ÖZBOSTAN: Başakşehir liderlikten oldu. Göztepe tam gaz devam ediyor. Kayserispor büyüklere sürekli çelme takıyor. Bu takımlarla ilgili yorumunuz nedir?

BİLGİÇ: Her transfer dönemine, "10 numara lazım-golcü gerekiyor" gibi sığ ve vasıfsız görüşlerle başlayan bir ortamda, plan ve organizasyonun ne kadar önemli olduğunu bize gösteren örnekler çoğaldı. Bu takımlara Bursaspor'u da ekleyebiliriz. Yabancı sınırının kalkması, daha kaliteli ve yetenekli oyuncuların da gelmesini sağladı. Bu da büyük takımlar ile mücadele edecek, daha dengeli takımlar oluşturdu. Var olan planlarında ısrar eder, gelişimin devamlılıkta olduğuna inanan yöneticiler olursa, daha da iyi olacaklardır.
TÜZEMEN: Başakşehir Avrupa defterini kapattığı için artık lige dönecektir. , dengeli hücum edip savunma yapıyor. Bir takımda atanla tutan iyi olursa başarı tesadüf olmaz. Göztepe'nin de kalecisi tutuyor, golcüsü Jahovic atıyor. Sumudica ise enerjisi ile Kayserispor'a direnç veriyor.

OKAN YERDEN GÖĞE KADAR HAKLI!
 Okan Buruk, G.Saray maçı sonrası, "Hakem, oyunumuzu bozdu... Tudor kadar vasıfsız birinin G.Saray kulübesinde olmasından utanç duyuyorum" dedi. Bu sözleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yerden göğe haklı Okan… Yerden göğe... Bir emeği perişan edene tepki göstermemiz lazım. Ben şimdi sabahtan beri oturup yazılarımı yazıyorum. İyi bir şeyler yazdığımı zannediyorum. Sen de şimdi, "Hıncal abiye soru soracağım" diye geldin, o sırada bilgisayarı perişan ettin, yazıları sildin, ben sana saydırmam mı? Orada çırpınıyor Okan… Oranın çok kısıtlı imkanları içinde bir eser var. Maçı alacak kadar futbol oynamaya teşebbüs ediyor ama başta Yasin, bir sahtekar ve bir hakem bütün bu emekleri katlediyorlar. Cumhurbaşkanımızın geçen hafta Kudüs konusunda ettiği bir laf var. "Biz tokadı bu tarafa yiyince, öbür tarafı çevirenlerden değiliz. Biz tepki gösteririz" diyor Devlet Başkanı ve haklı. Tokadı ye, öbür yanağını çevir, haftaya yine tokatlasınlar. Böyle bir şey yok. Türk spor medyasının bu konudaki tavrından da utandım. Okan haklı diyen bir kişi yok. Yapmamalıydı, etmemeliydi, yok ya… Onu diyenlerden birini ben yok edeyim, bakalım neler diyecekler benim için? Bu PFDK, Okan'a ceza verirse, bu Tahkim o cezayıkaldırmazsa onlara da yazıklar olsun!

DÜNYANIN EN PALAVRA BAHANESİ!
 Öne çıkan bir başka açıklama da Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'ten geldi.Tecrübeli çalıştırıcı, rakiplerin kapanmasından dem vurdu. Bu sizce haklı bir serzeniş mi?
Kimse darılmasın, gücenmesin, dünyanın en aptalca mazereti.  hocaları da bunu söylüyor. Peki biz niye kapanamıyoruz? Bizim Milli Takımımız niye kapanamıyor? Dünyanın en kolay milli takımı bize kapanıyor da biz niye yapamıyoruz? Şenol Güneş hocam, 2002 Dünya Kupası'nda iki kez karşılaştı Brezilya'yla, niye kapanamadı, ikisini de kaybetti. Bu dünyanın en palavra bahanesidir. O zaman büyük takım, küçük takım farkı olmaz. Her küçük takım kapanır, bu kilidi açamıyorsa diğeri büyük takım değildir zaten, o da küçük takımdır. Güneş kendi hatalarını itiraf edeceğine, "Kabahat bende, benim yüzümden bu puanı kaptırdık" diyeceğine, "Efendim kapanıyorlar" diyor. Hadi bugün (dün) kura çekiliyor, kapansın da göreyim deplasmanda. Yok öyle bir şey.

İKRAM EDİLEN ŞAMPİYONLUKLAR
 Beşiktaş aynı ligde şampiyon oldu geçen sene, bu açıdan da bakamaz mıyız?
İki türlü şampiyonluk vardır, birincisi mücadele edilerek kazanılan şampiyonluk, ikincisi ikram edilen şampiyonluk… Galatasaray'a şampiyonluğu iki sene ikram ettiler. Beşiktaş da istemedi, Fenerbahçe de istemedi. Beşiktaş'ın şampiyon olduğu senelerde kim vardı? Birisi bana isim söylesin. Galatasaray mı olacaktı, Fenerbahçe mi, Gaziantepspor mu? Bursaspor mu olacaktı? Biz medya olarak tabela yazarı olduğumuz için… Şampiyon takımın hocası yılın hocasıdır, otomatik. Onu göklere çıkarırız! Geçen ay yerin dibine soktukları Aykut göklere çıkarılıyor. Neden? 4 maç kazandı! Galatasaray seyircisinin hala yuhaladığı Tudor göklere çıkarılıyor çünkü lider… Galatasaray lider oldu mu yoksa zorla lider olduruldu mu? Bu 'zorla' kısmının içinde Akhisar maçının hakemi de var.
363 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yönetim Kurulu Başkanımız
İBRAHİM SAGUN




Videolar
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.224632.3537
Euro34.609234.7479
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam358
Toplam Ziyaret258113
Hava Durumu
Takvim