• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/masgadorg
  • https://twitter.com/2023istanbul
Üyelik Girişi
15 Temmuz Demokrasi Marşı
Reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD'ye rest: Siz karar vermedikçe biz de vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakim ve Savcı Kura Töreni'nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizden teröristleri istedikleri zaman kendilerine veriyoruz ama onlar bakın böyle bir teröristi bize vermiyor. Niye vermiyorsun?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakim ve Savcı Kura Töreni'nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizden teröristleri istedikleri zaman kendilerine veriyoruz ama onlar bakın böyle bir teröristi bize vermiyor. Niye vermiyorsun? Neymiş yargı varmış, mahkeme kararı olmadan veremezlermiş. Olabilir, peki. Gün olan harman ola. Aynı şey burada da olabilir. Bir şeyler istediğiniz zaman bu defa da biz, (hakimlere hitaben) sizlere havale edeceğiz. Siz karar vermedikçe biz de vermeyeceğiz. Bundan sonra böyle. Hem stratejik müttefik olacağız hem de farklı şeyler konuşulacak, olmaz böyle bir şey" dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Adayları Kura Törenindeki konuşmasına, mesleğe kabul edilen ve bugün görev yerleri belli olacak hakim ve savcılara çalışmalarında başarılar dileyerek başladı.

Hakim ve savcıları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuraları çekilecek hakim ve savcıların Türkiye'nin tarihi günler yaşadığı bir dönemde hayati bir görev üstlendiklerini ifade etti.

Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) ilk darbe teşebbüsü olmadığını belirterek, 15 Temmuz'un, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri içinde gizlediği mensupları aracılığıyla başlattığı bir darbe teşebbüsü olduğunu dile getirdi.

"Yargı ayağını haysiyetli bir şekilde orada temsil ettiniz"

FETÖ'nün ilk hamlesini 17-25 Aralık'ta yargı ve emniyet teşkilatı içerisindeki elemanları aracılığıyla yaptığını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi 17-25 Aralık'ta da milletimizden aldığımız güçle, ülkemizin maruz kaldığı darbe girişimini başarısızlığa uğrattık. Üzgünüm, bu milletin vergileriyle, bu milletin alın teriyle, bu milletin gayretleriyle almış olduğu uçakları, helikopterleri, tankları, topları, silahlarıyla yine bu milletin evlatlarına, evet, bomba yağdırılması, kurşun sıkılmasıydı. Sevinçliyim, bu millet ne bu F-16'lara ne bu helikopterlere ne bu tanklara, toplara, silahlara hiçbir şeye, daha önce apoletler görüldüğü zaman selam duranlar gibi durmadı, bütün yargı mensupları, bütün bu camia o akşam hepsi mesajlarını yayınlamak suretiyle, 'Yaptığınız bu eylem hukuka aykırıdır, anayasaya aykırıdır, yargıya aykırıdır' demek suretiyle anında tutuklama operasyonlarını kolluk kuvvetleriyle başlattı. İşte mesele budur, milli iradenin tecellisi budur, işte bu tecellinin ayakları olarak yasama, yürütme, yargı o gece hepsi birleşti, kenetlendi, çünkü yasama organı da bombalar yağdırılırken neredeydi? Onlar da hemen parlamentoda yerlerini aldılar ve oradan haykırmaya başladılar. İşte demokrasi budur, işte onurlu mücadele budur, işte ikinci kurtuluş mücadelesi budur, siz bu mücadelenin yargı ayağını haysiyetli bir şekilde orada temsil ettiniz. Onun için sizleri tebrik ediyorum, onun için sizleri ayrıca kutluyorum."

Türkiye'nin 15 Temmuz gecesinin ardından bir kaos yaşamamışsa bunu, 17-25 Aralık darbe girişiminin önüne de geçilmesine borçlu olunduğunun altını çizen Erdoğan, "Şayet 17-25 Aralık girişiminin ardından yargıda ve emniyet teşkilatında gerekli operasyonları yapmamış, gerekli tedbirleri almamış olsaydık, 15 Temmuz'un rengi çok daha farklı olabilirdi. Milletimiz elbette bu ihanet çetesine teslim olmazdı ama darbenin bastırılması da bu kadar hızlı ve etkili gerçekleşmeyebilirdi. Hamdolsun, Rabbimin yardımı, milletimizin cesareti ve dirayeti sayesinde Türkiye ikinci bir Kurtuluş Savaşı olarak gördüğümüz bu mücadeleden galip çıktı. 17-25 Aralık'ta ihanetin kaynağı olan yargı ve emniyet, 15 Temmuz'da milletimizle birlikte darbenin önüne geçilmesinde en çok hizmeti geçen kurumlar oldular." değerlendirmesinde bulundu.

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından büyük fedakarlıkla çalışan, darbe girişiminin hesabının hukuk devleti ilkesinden taviz verilmeden sorulmasını temin eden adalet teşkilatı mensuplarına şükranlarını ileten Erdoğan, atanacak yeni hakim ve savcılara şöyle seslendi:

"İnşallah sizler de atanacağınız illerde bu kutlu mücadelede görev alacaksınız. Sizlerden beklentim, FETÖ başta olmak üzere milletimizin adalet beklediği her hususta hukuk çerçevesinde sadece vicdanınızın sesini dinleyerek karar vermenizdir. Anayasamızın 138. maddesi hakimlerin görevlerinde bağımsızlığının en önemli ifadesidir. 'Anayasa'ya, kanuna ve bunlara uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm vereceklerini' ifade ediyor. Bir başka ifadeyle sizin şahsi inancınız, ideolojiniz, bağlılığınız ne olursa olsun kararlarınızı Anayasa'ya, kanun ve hukuk sınırları içinde vicdani kanaatinize göre vermeniz gerekiyor.

Bir şeyi özellikle ifade etmek istiyorum, 40 yıllık siyasi yaşamım içerisinde özellikle son 14 yıl, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemimde, vicdanının yerine, FETÖ üyelerinin yaptığı gibi bir örgütü, bir şarlatanı ikame ederseniz oradan adalet çıkmaz. Çok açık ve net söyleyeceğim, biz irademizi Hakk'a teslim etmek zorundayız, irademizi kalkıp da birilerine ipotek olarak verirsek yanarız. Böyle bir şey olamaz. Onun aklı, iradesi, ilmi varsa siz bu alanlarda bileceksiniz ki Allah'ın bana verdiği akıl var, bana verdiği irade var ve tahsil ettiğim benim bu alanda ilmim var. Öyleyse ben kendi irademle burada hükmedeceğim, kararımı vereceğim. 'Yok, şöyle durun bakalım, bir yer var oraya soralım da kararımızı ondan sonra verelim'... Böyle adalet olmaz."

"Şehidimin hesabını kim verecek"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sebeple on binlerce insanın yandığını, 10-15 yıl hapishanelerde çürüyen vatandaşların olduğunu belirterek, "Şimdi bunların düzeltilme fırsatını yakaladık. İşte bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Öyle olaylar vardır ki şer zannedersiniz onda hayır vardır. Öyleleri de vardır ki hayır zannedersiniz onda şer vardır. İşte 15 Temmuz bize böyle bir imkanı lütfetti." diye konuştu.

Zaman zaman "Efendim, mağdurlar var" denildiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kardeşlerim, kusura bakmayın mağdur filan yok. Niye yok? Bütün mesele yargı, kolluk kuvvetleriyle birlikte burada samimi davrandığı sürece burada mağdur yoktur. Ama samimi davranmıyorsa ilgili mercilere müracaatla nasıl hakları iade ediliyorsa onların da hakları kendilerine iade edilir. Burada bazı yanlışlar, hatalar olmuyor değil, o da olabilir, doğrudur. Fakat unutmayın ki benim 241 şehidimin hesabını kim verecek? Benim 2 bin 194 gazimin hesabını kim verecek? Onların aileleri mağdur değil mi, onlar mazlum değil mi, benim şurada, Özel Harekat'ta aslan gibi 56 yavrumun şehadetinin hesabını kim verecek? Sadece şu Külliye'nin etrafında 29 şehidimin hesabını kim verecek? 36 gazimin hesabını kim verecek? Kazan'da, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde şehit olan 39 şehidimin hesabını kim verecek?"

Birilerinin hala bir şeyler söylediğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Az önce değerli bakanım da ifade etti, şu makama gelenler şüphesiz ki hem bağımsız hem tarafsız olacak. Şimdi dünyadan bize akıl verenler var, 'Ama bu kadar ismi nasıl biliyorsunuz? Nereden biliyorsunuz? Nasıl oldu da bunları hemen anında toparladınız, apar topar bunları içeri aldınız?' Bana da söylüyorlar. Biz devletiz be. Burası Çatladıkapı Muhtarlığı değil ki, devletiz. Nerede kim var, ne yapıyor bunların hepsini eğer bir devlet bilmiyorsa, onun istihbaratı bunları bilmiyorsa... kusura bakmasınlar.

Sen kalkacaksın ta Amerika'dan senin savcıların FETÖ vasıtasıyla Türkiye'ye getirilip burada yedirilecek, içirilecek, giydirilecek ondan sonra Amerika'ya tekrar dönecek, ondan sonra da bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını içeri girerken pat tutuklayıp alacaksın. 6 aydır orada hapiste tutacaksın, yargılayamayacaksın. Seninki tarafsızlık, bağımsızlık olacak, o kişiye karşı 'Onu niye hesaba çekmiyorsunuz' diye sorduğumuzda, o zaman da diyeceksin ki, 'Burada bağımsız yargı var, tarafsız yargı var'. Kusura bakma bizde senden daha çok tarafsız ve bağımsız yargı var."

Türkiye'nin gücünü bilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Eğer gücümüzü bilmezsek, kendimizi bilmezsek, kendimize inanmazsak, gücümüze inanmazsak kimse bu ülkeyi takdir etmez." diye konuştu.

Erdoğan, bu yüzden hep beraber çok daha kararlı bir şekilde geleceğe yürüneceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bakın 17 yıl oldu, bu kişi orada duruyor. 85 koli dosya gitti hala dosyalar gönderiliyor. Şimdi bakanımız arkadaşlarıyla gidecek. Bizden teröristleri istedikleri zaman kendilerine veriyoruz, ama onlar böyle bir teröristi bize vermiyor. Niye vermiyorsun? Neymiş, yargı varmış, mahkeme kararı olmadan veremezlermiş. Olabilir, peki. Gün ola harman ola. Aynı şey burada da olabilir. Bir şeyler istediğiniz zaman bu defa da biz, sizlere havale edeceğiz. Siz karar vermedikçe biz de vermeyeceğiz. Bundan sonra böyle. Hem stratejik müttefik olacağız hem de farklı şeyler konuşulacak. Olmaz böyle bir şey.

Bu ülke, ülkendeki bir kişiyi terörist ilan etmişse vereceksin. Vermiyorsan burada bir su kaçağı var demektir. İşte şimdi bunlar devreye giriyor. Milletimizin FETÖ'ye ve benzer yapılara tepkisi, bu kesimlerin kendi örgüt çıkarlarını her şeyin üzerinde tutması yani diğer insanlara zulüm yapmasıdır."

"Adalet membası olarak görev yapacağınıza inanıyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulunun kararıyla bir kişinin, bir terör örgütünün mensubu ilan edildiğinde, buna her ülkenin kulak kabartmasını istedi. Ülkelerin, "Böyle bir şey varsa bunun kayda değer bir yanı var." diyerek, yargı sürecini, isteyen ülkeye havale etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları ifade etti:

"Bunu İngiltere yapıyor da sen niye yapmıyorsun? Sen de yap. İngiltere'den istediğimiz bazı kişiler olmuştur ki vermiştir, başka ülkelerden istedik vermiştir. Bizden istedikleri zaman biz de o ülkeden, çünkü karşılıklı suçluların iadesi anlaşması olan bir ülkedir Amerika bizimle. Öyleyse gereğini yapması lazım ama yapmamıştır. Bu siyasi noktada ciddi bir sıkıntıdır.

Birilerinin veya bir grubun çıkarı, menfaati için karar veren, şimdi içeriye dönüyorum, yargı mensubu, artık bu milletin ve bu devletin hakimi, savcısı olmaktan çıkmış demektir. İşte Hakimler Savcılar Yüksek Kurulumuzun verdiği kararlar bunun ifadesidir. Onları artık buradan çıkmış gördükleri için bu kararlar verilmiştir."

Erdoğan, bu şekilde davranan hakim ve savcıların adalet dağıtamayacaklarına, tam tersine birer zulüm kaynağı haline dönüşeceklerine işaret ederek salondaki hakimlere, "Ben sizlerin her birinin birer adalet membası olarak görev yapacağınıza inanıyorum." diye seslendi.

"Artık bu yöntemde ısrar etmenin anlamı kalmamıştır"

Erdoğan, darbe teşebbüslerinin fiilen yaşandığı kurumlar başta olmak üzere sorunun kaynağında bulunan kurumları ve tüm kuralları değiştirmek suretiyle adımlar atıldığını anlattı.

Meslekten ihraçlar yoluyla adalet teşkilatının, terör örgütüne destek verenlerden büyük ölçüde temizlendiğine işaret eden Erdoğan, "Ama daha bitmedi, şimdi siz gidince büyük ölçüde bu işi inşallah bitirmiş olacağız. Çünkü oradaki boşlukları da sizlerin gidişiyle doldurmuş olacağız. Ama cesur olacaksınız, bunun sonunda şehadet de vardır. Acaba 'Bu olur mu, şu olur mu' yok." dedi.

Erdoğan, sistemdeki açıklar devam ettiği sürece, başka örgütlerin de benzer girişimlerde bulunmasının önüne geçilemeyeceğine dikkati çekti. Bunun için öncelikle HSYK üyelerinin seçim usulünde değişiklik yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hiçbir hakim ve savcımızın, HSYK üyelerinin kendi oylarıyla belirlenmesinden memnun olmadığını çok iyi biliyorum. Demokratik gibi görünen mevcut seçim usulü, hakim ve savcılarımız arasında gruplaşmalara, hatta husumetlere kadar varan ayrışma kaynağı haline gelmiştir. Artık bu yöntemde ısrar etmenin anlamı kalmamıştır.

Mecliste grubu bulunan siyasi partilerimizden, HSYK üyelerinin seçim yönteminin değiştirilmesi için gereken uzlaşmayı göstermelerini özellikle bekliyorum. Ülkemiz için hayati öneme sahip bu konuda, hiçbir siyasi partinin kendi görüşünü dayatarak, uzlaşma yolunu tıkama hakkı yoktur. Cumhurbaşkanı olarak, bu konuda tüm partilerimizi sorumlu davranmaya davet ediyorum."

"Emniyet teşkilatımızın, ihtiyaç duyulan düzenlemeleri yapması şart"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde darbe girişimine zemin hazırlayan tüm kurumların süratle yeniden yapılandırmaya tabi tutulması gerektiğinin de altını çizdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma'nın İçişleri Bakanlığına bağlanması başta olmak üzere bu konuda kapsamlı bir yeniden yapılanma süreci içinde bulunulduğuna değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Emniyet teşkilatımızın da polis alımları ve terfi sistemi gibi konularda ihtiyaç duyulan düzenlemeleri yapması şarttır. Eğitimde, üniversitelerde, yerel yönetimlerde, yurt dışı temsilciliklerimizde, iş dünyasında, sivil toplum kuruluşlarında ve tüm alanlarda yaşadığımız tecrübeler ışığında gerekli reformları gerçekleştirmeliyiz. Eğer bunları yapmazsak inanın şehitlerimize, gazilerimize mahcup oluruz. Onlar, 15 Temmuz gecesi hayatlarını ortaya koyarak, canlarını vererek üzerilerine düşeni hakkıyla yerine getirdiler."

 



227 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yönetim Kurulu Başkanımız
İBRAHİM SAGUN




Videolar
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.224632.3537
Euro34.609234.7479
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam369
Toplam Ziyaret258124
Hava Durumu
Takvim