
Bu ibadethane aynı zamanda Türk-Belarus dostluğunun simgelerinden olacaktır. Belarus farklı köken ve inanca sahip insanların aynı çatı altında huzur ve barış içinde yaşadığı bir ülke.
Burada farklılıkların bir tehdit ve tehlike değil, büyük bir zenginlik olarak görüldüğüne şahit oluyoruz. Dinleri, kültürleri, inançları farklı insanlar Belarus'un istikrarı, büyümesi için var gücüyle çalışıyor.
Bu güzel manzaraya maalesef dünyanın birçok ülkesinde rastlamak mümkün değildir. Avrupa ülkelerinin bir kısmında hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük, kendinden olmayanı düşman görme gibi hastalıklar adeta veba gibi yayılıyor.
Sırf kimliği, kılık, kıyafeti, inancı farklı olduğu için insanlar ayrımcı politikaların, şiddetin muhatabı olabiliyor. Bilhassa canlarını kurtarmak, kendilerine güvenli bir gelecek kurabilmek için dünyanın çalkantılı bölgelerinden kaçan mazlumların Avrupa kapılarında yaşadıkları dramları hepimiz izliyoruz.
Türkiye olarak 6 yıldır Suriye ve Irak'tan ülkemize gelen mültecileri burada anlatacak değilim, onlara ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Çünkü inancımızın gereği budur. Bombalar altından kaçan insanlara kapılarımızı kapayamayız.

