
Başbakan Binali Yıldırım, Yunus Emre Enstitüsü'nün "Uluslararası Türkçe Yaz Okulu" kapanış programında konuştu. "Ne yazık ki sosyal medya dili, gençlerimiz arasında geçerli bir yazı, iletişim diline dönüşüyor" diyen Yıldırım, "Dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, Türkçeden ziyade nevzuhur bir kuş dilini andıran bu çürümeye artık 'dur' deme zamanı gelmiştir" dedi. Yıldırım'ın konuşmasından satır başları:
SEFERBERLİK RUHU İLE...
Dilini kaybeden bir millet hafızasını, benliğini hatta inancını da kaybeder. Ana dilleri zayıflayan toplumların zamanla sürüleşmesi, sömürgeleşmesi, kimliğini kaybetmesi kaçınılmazdır. Kültür emperyalizmine karşı en güçlü savunma öncelikle anadilimizi korumaktan geçiyor. Ne yazık ki sosyal medya dili, gençlerimiz arasında geçerli bir yazı, iletişim diline dönüşüyor. Anlamsız kısaltmalar, aralarına serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler giderek sıradan hale geliyor. Dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, Türkçeden ziyade nevzuhur bir kuş dilini andıran bu çürümeye artık 'dur' deme zamanı gelmiştir. Milli bir seferberlik ruhu ile çalışarak gençlerimize sözün, dilin, kelimelerin değerini ene iyi şekilde anlatmalıyız.
Başbakan Yıldırım'dan önemli açıklamalar
Türkiye 2005'ten itibaren Afrika'ya açılma politikasını hayata geçirdi. Bugün 40'ın üzerinde Afrika kıtasında büyükelçilik binası açan, 45'e yakın ülkeye doğrudan uçuşları başlatan ülke durumuna geldi. THY Afrika kıtasında bir numara oldu. Yunus Emre Enstitüsü, TİKA, AFAD, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nü de hayata geçirerek dış dünyada, Balkanlar'da, Orta Asya'da, Avrupa'da, Afrika'da velhasıl beş kıtada eğitim alanında, sosyal destekler alanında çok büyük hizmetlere başlamış oldu.
Türkiye bugün milli gelirine oranla en fazla dış destek veren ülke olarak kayıtlarda yerini aldı. Dünyadaki tüm dış desteklerin oranı bakımından da Amerika'dan sonra Türkiye geliyor.
Selçuklu, Osmanlı'nın bakiyesi üzerine kurulan Cumhuriyetimiz ne doğuyu ne de batıyı ihmal etme lüksüne sahip değildir. Türkiye Selçuklu'nun sembolü olan çift başlı kartal gibi bir yüzü doğuya bir yüzü batıya dönük olarak bundan böyle de devam edecektir.
